7 Mart 2014 Cuma

Albert Camus, Düşüş

Cro-magnon insanının Babil Kulesi'nde oturduğunu düşünün! En azından yurt özlemiyle kahrolurdu orada. Ama öyle değil işte, bizimkisi sürgünlüğün acısını duymuyor, yolunda yürüyor işte, hiçbir şey tedirgin etmiyor onu. Onun ağzından işittiğim nadir tümcelerden biri ya seçmek, ya seçmemek gerektiğini bildiriyordu. Neyi seçmek ya da seçmemek gerekliydi? Kuşkusuz kendisini. İtiraf ederim, bu açık yürekli yaratıklar çeker beni. Meslek ya da eğilim gereği, insan üzerinde çok düşündüğümüz zaman, primat maymunlara özlem duyduğumuz olur. Art düşünceleri yoktur onların.

Syf: 10


Vaktiyle bir sanayici tanımıştım, mükemmel, herkesçe sevilen bir karısı vardı, ama adam yine de aldatıyordu karısını. Bu adam, haksız olduğu için, bir erdem beratı alamadığı ya da bu berata layık olamadığı için, sözcüğün tam anlamıyla kuduruyordu. Karısı mükemmel davrandıkça, o büsbütün kuduruyordu. Sonunda haksızlığı kendi için dayanılmaz bir hal aldı. O zaman ne yaptı dersiniz? Onu aldatmaktan vaz mı geçti? Hayır. Öldürdü onu. İşte böyle başladı ilişkim onunla.

syf: 19 

Gerçekten de cennet bu değil miydi, aziz bayım: Doğrudan kavrayarak yaşamak?

syf: 24

Biliyor musunuz niçin ölülere karşı hep daha dürüst ve daha cömertizdir? Nedeni basittir! Onlara karşı bir yükümlülüğümüz yoktur. Özgür bırakır bizi onlar, zamanımızı rahatça kullanabiliriz, saygıyı boş zamanlarımızda kokteylle sevimli bir metres arasına koyabiliriz. Bizi bir şeye yükümlü kılarsa, belleğimiz zayıftır. Dostlarımızda sevdiğimiz taze ölüdür, acılı ölü, heyecanımız, eninde sonunda kendimiz!

syf: 28

En nasipsizler bile soluk almayı başarır. Toplumsal merdivenin en altında bulunan kimsenin bile bir eşi ya da çocuğu vardır. Bekarsa bir köpeği vardır. Kısacası, asıl olan, karşıdakinin yanıt verme hakkı olmaksızın insanın kızabilmesidir. "Babaya yanıt verilmez," formülünü bilirsiniz değil mi? Bir anlamda bu formül tuhaftır, Sevilen kişiye değil de kime yanıt verilir bu dünyada?

syf: 36

İnsanlar gösterdiğiniz nedenlere, içtenliğinize ve acılarınızın ağırlığına ancak siz öldüğünüzde inanırlar. Hayatta olduğunuz sürece durumunuz kuşkuludur, ancak onların kuşkuculuğunu hak edersiniz.

syf: 54

Ben yaşamı seviyorum, işte benim gerçek zaafım bu.

syf: 55

Sigaradan vazgeçmeyi kafasına koyup irade gücüyle bunu başaran o dostu daha iyi anlıyordum. Bir sabah bu adam gazeteyi açar, ilk hidrojen bombasının patladığı haberini okur, bunun harika etkilerini öğrenir ve hemen bir tütüncü dükkanına girer.

syf: 63

Bedensel kıskançlık, insanın kendisi hakkındaki bir yargı olduğu kadar hayal gücünün de bir sonucudur. Aynı koşullarda sahip olduğumuz kötü düşünceleri rakibe de mal ederiz. Çok şükür ki, aşırı zevk hayal gücünü de, yargı gücünü de zayıflatır. O zaman acı, erkeklikle birlikte ve onun kadar uzun zaman uyur. Aynı nedenlerden ötürü yeniyetme gençler ilk metresleriyle metafizik kaygıyı yitirir ve bürokratikleştirilmiş birer fuhuş olan bazı evlilikler aynı zamanda cüretkarlığın ve buluşun tekdüze cenaze arabaları haline gelir. Evet, aziz dost, burjuva evliliği ülkemize terlik giydirdi, yakında da ölümün kapılarına getirecek onu.

syf: 75-76


İnanın bana, dinler, ahlak dersi vermeye kalkıştıkları ve birtakım emirler yağdırdıkları andan itibaren yanılırlar. Suçluluğu yaratmak ve cezalandırmak için Tanrı zorunlu değildir.


syf: 78


Trablus yakınlarındaki bir kampa atıldım, insanın kötü muamele görmekten çok susuzluk ve yokluk çektiği bir yerdi burası. Size tablosunu çizmeyeceğim oranın. Bizler, yarı yüzyılın çocukları, bu tür yerleri tasarlamak için tasvire muhtaç değiliz. Bundan yüz elli yıl önce göller ve ormanlar için gözümüz yaşarıyordu. Bugünse hücre lirizmimiz var. Bu bakımdan, size güveniyorum. Yalnızca birkaç ayrıntı ekleyeceksiniz manzaraya: sıcak, dimdik bir güneş, sinekler, kum, su yokluğu.

syf: 87

"Mülkiyet, baylar, bir cinayettir!"

syf: 89


Topluma benzer şekilde yaşamak da iyi değil mi ve bunun için toplumun bana benzemesi gerekmez mi? Tehdit, şerefsizlik, polis bu benzerliğin kutsanmasıdır.

syf: 95

İnsanın kendini Tanrı baba hissetmesi ve kötü yaşam ve ahlak belgeleri dağıtması ne büyük sarhoşluk!

syf: 99


facebook sayfam için tıklayınız

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder